DANTELLER,TÜLLER

Dantel ile tül... En sevdiğim şeylerdendir. Çok asil ve de sevimli.

Casablanca 2012 Gelinlik Modelleri

Zarif dantel işlemeleri ile şık detayların bulunduğu Casablanca 2012 Gelinlik Modellerine göz atmaya ne dersiniz? Oldukça hoş ve modern tasarımların yer aldığı bu koleksiyona buyrun hep birlikte göz atalım…

Gelin adayları için hazırlık aşamaları zor bir süreçtir. Hangi modeli giysem, hangi gelinlik bana yakışır, en güzel gelinlik hangisi? gibi soru işaretleri döner durar.

Bundan 10 yıl önce imkanlar kısıtlıydı, ancak şimdi böyle bir durum söz konusu değil. Gelinlik üreticileri adeta birbiriyle yarışır durumda. Her yeni sezonda farklı tasarımlar ile kaşımıza çıkmaktalar. İnternet üzerinden bir çok farklı modele ulaşma imkanları var.

Bizde bu konuda sizlere yardımcı olması amacı ile üreticilerin koleksiyonlarına ve modellerine yer veriyoruz. Küçük esinlenmeler ile kafanıza bir model belirleyebilir ve üzerinde yoğunlaşabilirsiniz.

Şimdi buyrun hep birlikte Casablanca 2012 Gelinlik koleksiyonundan sizler için derlediğimiz modellere şöyle bir göz atalım…

Casablanca Gelinlik Modelleri

SIRT DEKOLTELİ GELİNLİKLER

           Gelinlik postlarını çok seviyorum napayım:) Ayrıca yakında bir gelinlik alışverişimiz daha olacak. Bekleyin. Kızları birere birer veriyoruz. Bu postta sizin için sırt dekolteli ,balık model iddialı modelleri seçtim. Bu gelinlikleri bulmak zor hazır olarak. Malum Türk kadınlarının bedenlerine çok uygun değil. Gelinlikçiler genelde sipariş üzerine yapıyorlar. Ayrıca dekolteli dantelle kapatabilirsiniz. Dantel modellerde çok moda. Bu postu canım arkadaşımı içimden geçirerek yapıyorum. Çünkü bunlar ona çok yakışır. İnşallah hayırlısıyla çok güzel bir gelin olacak.

Sırt dekoltesinde kalp kullanılmış. Heme dekolteyi azaltmış hem de çok şirin olmuş bence. Soldaki model ise dekoltem kapanmasın diyen cesur gelinler için. Gelinlik alışverişine çıkmadan önce bilmeniz gerekenler için tıklayınız

Bu sene renkli kuşaklı gelinlik modelleri de çok moda.

 Gelin saçı modelleri için bu postuma bakabilirsiniz. Buradan

Sırt dekolteli bu gelinlikleri rahatlıkla abiyelere uygulayabilirsiniz. Ünlülerin gelinlik seçimleri için tıklayınız.

Soru

Sponsor Bağlantıları

Elektrik devresi nedir elektrik devresi nasıl yapılır?
Elektrik Devresi Nedir ?

Bir üretecin iki ucu iletken bir telle birleştirilip,düzeneğe bir lamba yerleştirilirse,üretecin negatif (-) kutbundan çıkan elektronlar pozitif (+) kutba giderler Kurulan bu düzeneğe bir elektrik devresi denir
Elektrik Devresi Nasıl Yapılır
Basit bir elektrik devresi yapmak için kullanılan araç ve gereçler aşağıda sıralanmışıtırBunları tedarik ettikten sonra deneyimize başlayabilriz
güç kaynağı
lambasıyla birlikte bir adet duy
anahtar
bağlantı kablosu
Deneyde kullanılacak elemanların nasıl bir şekilde dizileceği gösterilmiştir

DENEYİN YAPILIŞI: 1-Güç kaynağının ( + ) ve ( – ) kutbuna birer bağlantı kablosu takınız
2-Bağlantı kablosunun bir ucunu anahtara, diğer ucunu ampule bağlayınız
3-Anahtar açık konumdayken güç kaynağını 3-4,5 volta getirerek açınız
4-Anahtar açık konumdayken ampülün yanmadığını gözleyiniz
5-Bu defa anahtarı kapatıp, devreyi tamamlayınız ve ampülün yandığını gözleyiniz
DENEYİN SONUCU:
Akım geçmeyen devreye “açık devre”, akım geçen devreye “kapalı devre” denir
Üretecin bir ucundan diğer ucuna elektrik yüklerinin hareketini sağlayan kesintisiz iletken yola “elektrik devresi” denir Elektrik devresinde akımın yönü ( + ) kutuptan, ( – ) kutba doğrudur

Sponsor Bağlantıları

Ülkemizde yıllara göre buğday üretim miktarı nasıldır?
Türkiye de Buğday Üretimi

Türkiye öteden beri tahıl üretimi bakımından kendi kendine yeten ender ülkelerden biri olarak bilinmektedir TÜİK verilerine göre, son on yıllık üretim miktarlarına baktığımızda Buğday üretimimiz 17 ila 21 milyon ton arasında değişmektedir TÜİK, 2009 yılı ikinci tahmininde ise tahıl ürünlerinin üretiminde bir önceki yıla göre %14,6 oranında artış öngörülmektedir Ancak belirtmek gerekir ki, Türkiye’nin buğday üretimine ilişkin TÜİK verileri ile ABD Tarım Bakanlığının Türkiye tahminleri birbirini tutmamaktadır Bu farklılık büyük ölçüde kullanılan istatistiki yöntemlerin farklılıklarından kaynaklanmaktadır

TÜİK verilerine göre, bir önceki yıla göre buğday üretimi %15,8 oranında artarak 20,6 milyon ton, arpa üretimi %23,2 oranında artarak 7,3 milyon ton olurken, dane mısır üretimi %0,6 oranında azalarak yaklaşık 4,3 milyon ton, çeltik üretimi %0,4 oranında azalarak 750 bin ton olarak tahmin edilmiştir

Yeni Sezon Mini Abiye Modelleri

Yayınlayan LeoN on Ağustos 24th, 2012

""

Bayanların şıklık gösterileri  abiye kıyafetlerle devam ediyor.bayanlar dugunlerde nişanlarda özel günlerde yemek davetlerinde  şık ve sade olmak isteyen hanımlar burası tam size göre .Hanımlar genelikle mini kıyafet ve abiye tarzı giyinmesi çok severler. Bende size abiye kıyafet olarak bir kac tane allta resimlerle sunucam bu sezonun en güzel abiye modelleri.Bu Abiye modelleri gercekten çok güzel

 

Yayınlayan Moda Tags: 2013 abiye modelleri, 2013 Yeni Sezon Mini Abiye Modelleri, abiye, abiye elbise, abiye elbiseler, abiye giyim, abiye model resimleri, abiye modelleri, birbirinden güzel abiyeler, İşte Yeni Sezon Mini Abiye Modelleri, mini, mini abiye, Mini Abiye Modelleri, mini elbise, nişan dügün, sezon, yeni sezon, yeni sezon abiyeler, Yeni Sezon Mini Abiye Modelleri

You can leave a response, or trackback from your own site.

çeşitli örnekler

Benim hünerlerim

üçgen motife zincir çekilerek parmağa geçirilecek halka ve  bileğe bağlanmak için zincir çekilir.

Çocuk Elbisesi

 yanlış hatırlamıyorsam 100 ilmek ile lastik (bir ters bir düz) ördüm.daha sonra 25 ilmek ördükten sonra bir sağdan bir soldan artırma yaptım. bu artırmalar koltuk altına gelene kadar devam etti. koltuk altına gelince arka ve önden sağ ve soldan olmak üzeri yine artırdım ve misinalı şişe geçirdim. Beş ters beş düz örerek roba kısmını ördüm (istediğiniz uzunlukta olabilir.) ETEK kısmına geçinde büzgülerin oluşması için sık sık artırdım. boyu çocuğunuzun boyuna göre ayarlayıp kesersiniz.

 omuz artırma şekli

güle güle kullanın. umarım beğenirsiniz.

ÇİÇEK MOTİFLİ YELEK

beyaz simli , yeşil ve sarı yün.

23 adet motifle ön kısmı ördüm. Arkasına kumaş geçirmeyi düşünüyorum. çünkü ipimi az almışım yetmedi aynısınıda bulamadım.;)))

ÖRGÜ BİLEKLİK:

 Kare halinde örülen motiflerin bir köşesi arka tarafından uçları dikilerek bu hali alıyor.

  

   

lif ipinden örülmüştür. kolay gelsin.

kullanmaktan sıkıldığınız tişörtlerinizi kumaş boyası ile yenileyebilirsiniz.

çocuklarınızın küçülmüş tişörtlerinden koltuk yastıklarınıza kılıf yapabilirsiniz.

 6 zincir çekilip içi ikili trabzanla 20 tane dolduruluyor.

 üzerine örnek konuluyor.

sonra istediğiniz renkle şekilde görüldüğü gibi devam ediliyor.

 

uç kısmına üç tane ikili trabzan yapılarak birlikte birleştiriliyor ve ucuna 3 kere ip dolayarak fıstık yapılıyor ve yan tarafa tekrar üç adet ikili trabzan yapılarak toplu birleştiriyor. kolay gelsin.

Kızılcık Şurubu Tarifi

Bugün tatil dönüşünde yoldaki o bitmek bilmeyen trafik bana bayram tatilinin de sona erdiğini ve mutfağımdaki karatahtanın uzun zamandır blogda öylece kaldığını anımsattı. Evet, ramazan ayı ve bayram tatili derken okulların açılmasına da bir şey kalmadı. Ben de döner dönmez silkelenip ramazan ayında denediğim bir tarifi arşivden çıkardım hemen paylaşmak için...

Yaz tatillerini oldum olası çok sevmişimdir ama sanırım bu yaz, havaların aşırı derecede sıcak olması beni etkilemiş olmalı ki bir an önce kara kış gelsin istiyorum...Sonbaharda sararıp dökülen yaprakları ve yağan yağmurun toprakta bıraktığı o kokuyu şimdiden özledim doğrusu...

Umarım bir sonraki yaz bu kadar sıcak ve bunaltıcı geçmez. Ramazan ayı içinde o çok bunaltıcı ve nemli günlerden birinde biraz serinlemek adına benim de ilk kez yaptığım bir tarif kızılcık şurubu...Ramazan ve bayram telaşında bir türlü yayınlayamamıştım. Ama bugün tatilden dönünce yaşadığım yerdeki sıcak ve nemli hava bana bu buz gibi ve tatlı içeceği anımsattı, ben de hemen paylaşmak istedim.

Bu aralar kızılcık meyvesini manavlarda ve semt pazarlarında kolaylıkla bulabilirsiniz. İnternette şöyle bir araştırdım ve neredeyse birçok derde deva olabilecek şifalı bir meyve olduğunu da keşfetmiş oldum.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN!!!

CAN YÜCEL

Yormak istemiyorum artık kimseyi, yorgunum zira..

Kelimeleri yan yana getiresim yok kendimi anlatmak için.

Yeni bir alfabe arıyorum konuşabilmek için..

Hiç söylenmemiş sözler duymaya ve yeniden cümleler kurmaya ihtiyacım var.

Yetmiyor bildiklerim...

Can YÜCEL

Puf böreği, Puf böreği tarifi yapılışı malzemeleri

Puf böreği tarifi için aşağıdaki malzemeleri kullanabilirsiniz. İç malzeme için dilerseniz peynir kullanabilirsiniz. Şekil vermek için bir geniş su bardağı ağzı kullandık. Siz dilerseniz ufak ufak yuvarlak hamurlarda açabilirsiniz. Ama bizim yöntemimizle daha kolay oluyor.

Gerekli malzemeler:

Hamur malzemesi:

İki buçuk su bardağı un

2 çay kaşığı tuz

1 paket kabartma tozu

2 yemek kaşığı yoğurt

1 tane yumurta

İç malzeme:

200 gram kıyma

1 adet kuru soğan

1 çay kaşığı kırmızı pul biber

1 çay kaşığı tuz

Puf böreği tarifi:

Hamur malzemelerini bir kabın içine dökün ve 10 dakika boyunca yoğurup yumuşak bir hamur elde edin.

Hamuru üzeri havlu ile kapalı şekilde dinlenmeye bırakın.

Bu esnada iç malzemeyi teflon tavada çok az sıvı yağ ile kavurun.

Ardından hamuru unlanmış mutfak tezgahının üzerinde açın.

Bir çorba kasesi ağzı ile veya büyük bir su bardağı ağzı ile yuvarlaklar kesin.

İç harcından yuvarlak hamurların içine koyun ve kapatın.

Kapattığınız bölümleri evinizde rulet varsa onunla şekillendirin.

Ardından hazır olan puf börekleri, bol yağ döktüğünüz tavada kızartın ve havlu peçete serdiğiniz tepsiye alın.

Yağlarını sızdırdıktan sonra servis tabağına alarak servis edin.

Afiyet olsun.

Yumuşak Pizza Tarifi

Yumuşak Pizza

MALZEMELER

250 gr Un

50 gr Margarin

3/4 Su Bardagi Ilik Su

üzerine

100 gr Kasar veya Dil Peyniri

8 Dilim sucuk

2 Adet Domates

1 Çorba Kasigi Feslegen veya Kekik

5 Adet Ziyah Zeytin

3 Adet Yesil Biber

YAPILIŞI

Un ile oda sicakligindaki margarini çabuk hareketlerle yogurun. Kirinti

kirinti bir kivam aldiginda, ilik suyu yavas yavas ekleyin. Oldukça sert bir

hamur elde edin. Hamuru yuvarlak bir beze yapip unlayin. Temiz bir kurulama

bezine sararak bekletin. 30 dakika dinlendirdikten sonra açarak, hafifçe

yaglanmis bir pay kalibina yerlestirin. Kenarlarini parmaklarinizla

bastirarak tepsinin kenarlarina dogru yükseltin. 200 dereceli firinda 20

dakika pisirin. Bu arada domatesleri halka halka dograyin. Hamurun üstüne yerlestirip,

feslegeni serpin. Kasar veya dil peynirini, sucuklari da yerlestirip, pizzayi

tekrar firina sürün. Üst malzeme çok hafif pisecek kadar firinda tutup çikarin.

İhsan Günak

İhsan Günak

İhsan Günak bir İslam dini terimi.

İhsan gerek Kur'an gerekse hadislerde geçen bir İslam dini terimidir. İhsan bir davranışı en güzel biçimde yapmak olarak kullanılmıştır, denilebilir. İslam genel olarak inanan kişinin ihsanla kulluk etmesini istemiş, ayrıca Kur'an'da ebeveynleri ile ilişkilerde de ihsan ile davranılması gerektiğini belirtmiştir.

İhsan terimi ünlü Cibril hadisi'nde de geçer. Bu hadiste İslam'daki vahiy meleği Cebrail (veya Cibril) kişi kılığında İslam dininin son peygamberi Muhammed'e çeşitli sorular sorar. Sorulardan birisi de "İhsan nedir?" şeklindedir. Peygamber soruyu şöyle yanıtlar "Allah'a, onu görüyormuşcasına kulluk etmendir. Sen O'nu görmesen dahi O seni görür."[1].

Bunun dışında İslam'daki inançsal hareketlerden Sufizmde ihsan kavramı sahip olduğu genel anlamın ötesinde, daha farklı bir deruni anlayışla tanımlanmıştır.

Çocukluğumun Bayramları :)

Aslında bu yazıyı bayramda yayınlamalıydım,2. yada 3. günü ama kısmet olmadı,sıra gelmedi :)

Pekte hoş olmayan bir bayram yaşadık ülkemizdeki bitmek bilmeyen terör saldırıları yüzünden,30 yıldır her saldırının ardından aynı söylemler,aynı sözler,kanları yerde kalmayacak,öcleri misliyle alınacak,unutulmayacaklar gibi hep bildik sözler,ama bu bildik sözler yüreklere düşen ateşin tarifi imkansız sızısını söndürmeye yetmiyor,asla yetmedi,yetmeyecekte,,,,Sanırım Türkiye'de bir yakınını,akrabasını yada tanıdığını teröre kurban etmemiş birisi yoktur :( Yıllardır sönen ocaklar,gün yüzü görmeden yitip giden evlatlar,daha nereye kadar sürecek,hiç unutmuyorum yıllar önce tv de bir rütbeli asker ah keşke ismini hatırlayabilsem maalesef hatırlamıyorum,şöyle demişti aynen " Kimse kendini kandırmasın,bu terör bitmez,bitmeyecekte" demekki bizler yıllardır hem kendimiz hemde başkaları tarafından kandırılımışız :(

Asıl yapılması gerekeni yapmayanlar üzerine düşeni yapmayınca biz normal vatandaşlarada böyle uzmanı olmadığımız konularda kalkıp ahkam kesmek kalıyor işte,,,,,30 yıldır terör saldırılarında ölenlere rahmet,kalanlara sabır dilemekten başka birşey gelmiyor elimizden bir vatandaş olarak,keşke daha fazlasını yapabilsek ama iş orda bizi aşıyor maalesef.....

Hani bir psikolog geyiği vardır söylenir durur "Uzan şuraya seni çocukluğuna döndüreceğim" diye lütfen çok ciddiyim,rica ediyorum,nereye uzanayım,ben tekrar çocukluğuma dönmek ve mümkünse orda kalmak istiyorum.....

Yıllar önce daha teknolojinin yaygın çılgınlığı bizim buralara uğramamışken,bizler daha cep telefonu şöyle dursun ev telefonu nedir bilmezken,lcd,plazma,led tvleri rüyamızda bile göremeyip sırtı kambur tüplü tv lerin soluk siyah beyazında tek kanallı dünyamızda uykudan önce masalları dinlerken,ikide birde kopan yayın arasına giren evimizin tek lüksü necefli maşrapaya bile hayran hayran bakarken,

sms le bayram kutlanıcakmış ilerki yıllarda dese biri kazma sapıyla kovalanacakken,

bayramların küskünlerle barışma vesilesi,büyükleri arayıp halini hatrını sorma vesilesi,küçüğün küçüklüğünü,büyüğün büyüklüğünü bildiği,tatile değilde bayrama ihtiyacı olduğu dönemlerde,velhasılı kelam

herşeyin daha bir samimi ve candan,yürekten olduğu dönemlerde,evlerde çoktan günler öncesinden bayram temizliğine hazırlığına başlanmıştı bile,,,,bak ayşe teyze camları siliyor,fatma teyze halı yıkıyor,hayriye teyzede alışverişe gidiyor eline pazar çantasını almış,kimbilir azıcık parasıyla ne kadar güzel şeyler alacak :)

Bende kınayı çok sevdiğim için annem mutlaka arife günü akşam ellerime kına yakacak,sonra boksörler gibi ellerimi kocaman yapacağım uyuyacağım,bayram sabahıda misssler gibi kına kokan ellerimi yıkayıp rengi ne güzel olmuş diye bakıp bakıp koklayacağım :) Erkenden edilen kahvaltının ardından,aileyle bayramlaşıp mahalledeki komşularla bayramlaşmaya çıkılacak,tabi bizim derdimiz şeker ama olsun,el öpmekte güzeldi o zamanlar el öpmekle dudak aşınmıyordu yani :)

Ben kına seviyorum diye herkes sevecek değilya bir teyzede elini öpmek için uzandığımda elimin kınasına bakıp ayy ben kına sevmem öpme elimi diyecekti çocukluğuma aldırmadan,ve ben o teyzeyi hep o haliyle hatırlayacağım :) 

Mahallede bayram gezmemiz bitipte bu sefer akraba ziyaretlerine gelirdi sıra,

akrabalarında bayramı kutlanır şekerler harçlıklar çantaya doldurulur,arada sırada kaç para topladığımız sayılır,o bozuk paraların şangırtısıda ayrı bir güzel gelirdi :)

Ne güzel herkes bir arada tam bayram olmuş ne kadar kalabalık olduk öyle,kahveler içilir,tatlılar yenir,yemekler yenir,her şey kalabalıkla dahamı güzel oluyor ne?

Veee bayramın ikinci günü annemin köyüne gitmek için hazırlık başlar,

tabikide bayram öncesi ben mutlaka dedemlere bayram kartı yollamışımdır,hiç aksatmazdım dedemde pek severdi her gittiğimde benden önce gelen bayrak kartının elektrik düğmesinin üstünde asılı olması çok hoşuma giderdi,,,Ramazan bayramında daha çok şekerli çiçekli kartları tercihe derdim,Kurban bayramında koç resimlileri seçerdim,yada şu sonradan daha süslüleri çıkmıştı pullusu parıltılısı,onlardan alırdım,,,,en saf duygularımla bayramlarını kutlar yollardım....

1 saat uzaklıktaki köye gitmek o zaman ne meşakkatliydi,hele hele bayramlarda,şimdiki gibi yol üzerindeki her köyün ayrı arabası yoktu,tek otobüsle kaç kişi yolculuk ederdi,şimdi balık pazarı olan yer eskiden garajdı, küçücüktü,gerçi şimdiki terminalde küçük ama olsun Gelibolu'da küçük....

Neyse ortanca abimi araba tuttuğu için onu mutlaka otutturmalıydık koltuğa,bizler ayaktada gitsek olur,aslında her seferinde babam bizede bilet alırdı ama yolcunun fazla olmasından dolayı illa çocukları anne babalarının kucağına aldırırlardı daaaaa genede ayakta yolcu eksik olmazdı,

eeeee tek otobüs firması olması kolay değil şimdi burdan ismini vermiyorum,neyse,herks bindiyse otobüse tamamdır kalkıyo kalkıyo nani naniiii dırınını dırınını,,,,daha yoldan yolcu alacak dur bakalım,,,,ama yoldada yolcu indirecek hep devir daim,,,Hayırlı yolculuklar olsunnnn, ilerde trafik kontrolü var ayaktaki yolcular çökünnnnn!.... :) çöktüler alışkınlar zaten :) onlar çökünce tabi polis amcaların yanından geçerken otobüste ayakta yolcu yok havası oluşuyo ama yarısı çömelik vaziyette,kontrolü geçince tekrar ayağa kalkın bakalım hopppp,Allah aşkına o zaman trafik polisleri bunu bilmiyomuymuş? aslında biliyoda arabayı durdurmuyo durdursa görecek fazla yolcuyu,kesecek cezayı,ama iki tarafta suçlu şoför fazla yolcu aldığı için,yolcu bir sonraki otobüsü beklemeyip gideceği yere ayaktada olsa daha çabuk gideceği için alan memnun veren memnun,tarfik polisinede bunu kanıtlayıp ceza kesmek düşüyor,ama böyle bir şey olmuyor,belkide oluyordurda bize denk gelmemiştir :)

Çokta sıcak oldu otobüsün içi ya açsanıza azcık şu camları!...Açıkya zaten abim çok açıncada ceryan yapıyo,al kolonya dökeyim,,istifra eden var poşet yokmu arabada? var geliyoooooo,,,,

az kaldı zaten şimdi geliyoz,sabır sabır.....

Sonunda geldikkk inin arabadan hadi çıkın temiz havaya kendinize gelin ayyy anlatırken bile başım döndü inanki,neydi o nefes nefese sigara dumanı,ter kokusu :) 

En güzeli anneannemlerin bizi bekliyo oluşu bak daha kapıda karşılar hemen meraklanmış az gecikince,

arife gününden daha pişirmiştir lokmalarını leğen dolusu yapmıştır yemeklerini bahçede ocağında,misler gibi toprak kokuyor,koskocaman badem ağaçlarının olduğu bir bahçe karşılar bizi,içinde bir kuyusu bulunan evinin önünde üzüm asması çardak olmuş gölgesi yeter,ayağına dolanan kedişlerde ayrı güzel,,,bahçesinde rengarenk çiçekleri biraz sebzesi meyvesi,ağaçları,möööööööö damdan gelen buzağıların sesleri,ben ineklere bakmaya gitcem :) Ha gidersin sonra gel içeri otur önce dinlen kızanım,üstünü batırma bak annen ne güzel giydirmiş....

Ah ah dedem az önce küçücük penceresinin aydınlığı önünde Kur'an-ı Kerim okumuş belli,Allah kabul etsin gözündeki gözlüklerinden anladım,bütün torunlarının evlatlarının doğumlarını bile bilen hatırlayan dedem,önemli konuları not eden dedem,takvim yapraklarını bile atmayıp tekrar tekrar okuyan dedem,şimdilerde evlerinde ciltler dolusu kitabı olupta okumayanların ibret alası dedem....

Ohhh biz geldik diye az sonra dayımlarda yengemlerde gelir teyzemin çocukları gelir ne oyunlar oynarız bahçede,anneannem içerden seslenir bir telaşla,kuyunun üstünü kapadınız mı? aman kızanım çocuklar düşüp etmesin!... Kapadık anne!...Yengem en çok kahrımızı çeken şu yaşıma rağmen hala kendisine nazım geçen yengem,eee kolaymı o bize gelin geldiğinde ben 8-9 yaşındaydım daha,hey yıllar...İçerde büyükler sohbete dalar bayramlaşmanın ardından ufak köy evinin gönlü büyük insanlarının  yer sofrasında yemek yenmiştir,biz çocuklarda çoktann oyuna koyulmuşuzdur :)

Oyuncağımızda yok ki,ama bir sürü oyunumuz vardı oynayacak,saklambaç,kuka,isim şehir,amiral battı,kovalamaca bunlardan bazıları....

Günün nasıl bittiğini anlamazdık bile gecede ayrı bir güzel olurdu gelen misafirler yada gidilen gezmeler tv de mutlaka oynayan çağrı filmi ve Kemal Sunal filmleri,o yıllara imza atıp çıkanlardı,,,,

Hala bir çok yerde bu ve buna benzer sahneler yaşanıyor,iyikide yaşanıyor,lütfen yaşanmayada devam etsin,tamam gelişelim,ilerleyelim teknolojiyi her anlamda yakalayalım ayak uyduralım ama şu güzelim örflerimizi adetlerimizide yitirmeyelim,lütfen....

Evlerimizde eşyalarımız arttıkça meşguliyetimizde artmasın...

İşte bende böyle duygularla bir bayram daha geçti,bunlar benim geçmişimdeki bayramlarıma, yaşadıklarıma dair hatırladıklarımdan bazılarıydı,inanın daha fazlası var ama şimdilik bu kadar yeter....

Hepinizin geçmiş bayramı mubarek olsun,gelecek bayramlarıda inşallah daha güzel olsun,Rabbim öyle güzellikler versinki çektiğimiz acıları,duyduğumuz üzüntüleri unuttursun inşallah....

Hakkımızda en hayırlısı neyse onu bize ver Allah'ım....Amin...

Hoş kalın,selamlar olsun :)

vücudu toksinlerden arındırma

kutuda veya şişede satılan hazır meyve ve sebze suları, kendinizin sıkıp taze olarak içeceğiniz sulardan çok farklıdır, çünkü hazır ambalajlı içecekler pastörize edildikleri ve taze olmadıkları için besin değerlerini büyük ölçüde yitirmişlerdir.

meyve ve sebze sularını şişelemek veya herhangi bir şekilde saklamak üzere konserve etmek, içeriğindeki organik elementleri yok etmek demektir. bunun dışında, hazır içeceklerde çeşitli katkı maddeleri, şeker veya tatlandırıcı ilavesi bulunabiliyor. pastörize edilmemiş meyve suyu canlı hücrelerle doludur, saftır ve katkı maddeleri içermez.

canlı ve herhangi bir işleme ve ısıya maruz bırakılmamış meyveler vücudu toksinlerden temizlemeye, yenilenmenize, enerji kazanmanıza ve aynı zamanda gevşemenize yarar. meyve ve sebzeler iyi bir lif kaynağıdırlar.

sebzeler ve meyveler, vücuttaki farklı sindirim süreleri nedeniyle ayrı öğünlerde tüketilmelidirler. meyvelerin ortalama sindirim süresi 15 dakikayken, sebzelerde bu süre 30 dakika ve üstü olabilir. ancak büyük ölçüde su içerdiklerinden taze olarak sıkılmış sebze meyve suları karıştırılabilir.

gerek meyve ve sebzelerin bütün halleri, gerekse bunların suları yemeklerin yanında değil, ayrı bir öğün olarak içilmelidir. sebze ve meyvelerin suları bir yemeğe eşlik içeceği olarak değil, ayrı bir öğün olarak tüketilirse arındıran ve bedeni alkali yapan etkilerinden yararlanılanılabilir. yemekle birlikte veya yemekten sonra yenilen meyve ve içilen meyve suları, tam tersi etkiyle bedende asit oluşumuna neden olur.

Etiketler:besin değeri, katkı maddeleri, lif kaynağı, sindirim, vücudu toksinlerden temizleme